Doğu Karadeniz’in sarp yamaçlarında, rüzgârın uğultusuna tarihin izleri 1916-1918 yıllarında Rus işgal kuvvetleri Bayburt, Gümüşhane, Artvin, Rize ve Trabzon’un yanı sıra Harşit Çayı’na kadar Giresun topraklarını ele geçirdiğinde, yöre halkı destansı bir direniş ortaya koymuş Harşit Savunması ile durdurulan işgal, yalnızca şehirlerde değil, dağların doruklarında da derin izler bıraktı.
Bu izlerin en çarpıcı tanıklarından biri, Trabzon, Gümüşhane ve Giresun’un kesiştiği noktada, Alaca Yaylası’nda yer alan Savaş Tepesi… Anlatılanlara göre, Rus ordusunun iki yıl boyunca mevzilendiği bu stratejik noktada, Gümüşhane’nin şimdiki Torul ilçesinden Osman Ağa’nın iki oğlu sırtlarında taşıdıkları cephane ve dönemin “beşli” tüfeği ile kayanın arkasına siper alarak saatlerce çalışmışlardır.
Yaklaşık bir metre eninde, bir buçuk metre boyunda dev bir mezar taşını andıran bu kaya, mermilerin hedefi olmuş Yüzlerce kurşun izinin işlendiği taş hâlâ o günlerin şiddetini yansıtırken, direnişçiler çatışma sonrası bölgeden izlerini kaybettirerek geri çekildi. Bu kahramanca pusu, Rus işgalci askerlerin bozguna uğrayarak bölgeden çekilmesine vesile olmuştur.
Bugün Alaca Yaylası Savaş Tepesi’ne çıkan ziyaretçiler, yalnızca muhteşem bir yayla manzarası değil, aynı zamanda vatanı uğruna savaşan yiğitlerin sessiz hatırasıyla karşılaşıyor. Üzerinde mermi çekirdeklerinin izlerini hâlâ taşıyan “anıt taş”, geçmişin sessiz tanığı olarak ayakta duruyor.
Alaca Yaylası’nda Giresun’un Çanakçı ilçesi yolunda Üç ilin buluştuğu bu noktada, tarih ile doğa el ele vererek misafirlerini bekliyor.